Kanada’da Yüksek Lisansın İpuçları
Yüksek Lisans 25 Eylül 2017 admin
Deniz Özlem Çevik Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi, Tarih Bölümü’nden mezun olduktan sonra, yüksek lisans eğitimini McGill Üniversitesinde tamamladı. Doktora eğitimine de yine McGill Üniversitesi’nde devam ediyor.
Yemyeşil gözleri, enerjisi ve tutkusu ile çok özel bir insan Deniz McGill gibi dünyanın sayılı üniversitelerinden birine mastır için kabul alması ve sonrasında doktora için de burs alması bizi şaşırtmadı. Çünkü inanılmaz derecede disiplinli, çalışkan ve azimli bir genç.
Bir dönem beraber çalışma imkânı da bulduğum Deniz ile yaptığımız röportaj yüksek lisans ve doktorayı düşünenler için yol gösterici olacaktır.
Bize biraz kendinizden, şu anda neler yaptığınızdan bahseder misiniz?
Bir yıl önce McGill Üniversitesi Tarih Bölümünde yüksek lisansımı bitirdim ve şimdi aynı üniversitede doktoraya başladım. Doktora eğitiminden önce bir süre ara verip akademinin dışında bir işle meşgul olmak istiyordum. Bu yüzden de çalışmaya başladım. Amerika’daki hemen hemen bütün lm prodüksiyon şirketlerine çeviri hizmeti sunan bir şirketin Montreal o si için çeviri uzmanı olarak çalıştım. Daha önce kitap ve makale gibi çeviri deneyimlerim olmuştu yayınevleri için fakat kurumsal bir ortamda çalışmak daha farklı bir deneyim imkânı sunuyor.
Yüksek lisans eğitiminizi Kanada’da almaya nasıl karar verdiniz? Bu kararınızdan sonra nasıl bir hazırlık süreci başladı sizin ve aileniz açısından? Sizin gibi Kanada’da eğitim almak isteyenlere hazırlık süreciyle ilgili tavsiyeleriniz neler olur?
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki hemen her bölümde eğitimin son iki yılında özellikle akademik hede eri olan öğrenciler arasında hep yurt dışına yüksek lisansa veya doktoraya başvurma sohbetleri yapılırdı. Benim de arkadaş çevrem genelde bu tarz gelecek planları olan insanlardı. Ama bu kritik yıllardan beri aklıma yerleştiren, kendisi de Montreal’de öğrenci olmuş ve uzun yıllar yaşamış olan babamdı. Dolayısıyla çocukluktan beri zaten hayatımın bir döneminde Montreal’de yaşayacağımı biliyordum. Boğaziçi’ndeki son iki yılımda tarih disiplinindeki ilgi alanlarım da netleşmeye başlayınca Montreal’deki hangi üniversitenin bana en uygun olabileceğini düşünmeye başladım ve McGill’de karar kıldım. Bu karardan sonra da başvuru şartlarını çok detaylı bir şekilde inceledim ve aklıma takılan en ufak soruda bile bölümle irtibata geçtim. Her şeyi doğru anladığımdan ve şartları karşıladığımdan emin olduktan sonra da başvuru belgelerimi hazırladım ve başvurumu yaptım.
Yüksek lisans veya doktoradan herhangi birine başvurmak isteyenlerin hazırlık sürecinde her türlü detayı çok iyi okumaları ve özellikle de niyet mektubu, araştırma konusunun özeti ve referans mektubu gibi belgeleri titizlikle hazırlamalarını tavsiye ederim. Elbette başvurulacak bölümün şart koştuğu asgari not ortalamasını da karşılayıp karşılamadıklarından emin olmaları gerekiyor. Bunun yanı sıra bölüme başvurmadan önce burs, nansal destek veya asistanlık olanaklarının bölümle yazışarak öğrenilmesi de çok önemli. Yani kısacası başvuru yaparken akılda hiçbir soru işaretinin olmaması gerekiyor.
Kanada’ya yüksek lisans başvurusu yapmak isteyen bir öğrencinin ön hazırlıkları neler olmalı?
Kanada’nın iyi üniversitelerinde genellikle asgari not ortalaması şartı olduğu için en başta öğrencinin buna dikkat etmesi gerekir. Başvurularda not ortalaması, niyet mektubu kadarönemlibirgöstergeolmasada,altsınırıtutturmak önemli. Bunun yanı sıra öğrencinin kendi alanında hangi konu üzerine yoğunlaşmak istediğini bilmesi ve o konu üzerine hangi üniversitelerde hangi hocaların çalıştığını araştırması gerekir. Konuya karar vermenin en iyi yolu da okunan üniversitedeki hocalardan tavsiyeler almak.
Kararverilen ve çalışılmak istenen her konu, üzerine araştırma yapılıp tez yazılacak bir konu olmayabilir. O yüzden hocaların yönlendirmesi çok önemli. Konunun belirlenmesinden sonraki aşama da üniversite ve bölümün araştırılması. Ben bu noktada da hoca-öğrenci diyaloğunun, internette araştırmaktan daha önemli olduğuna inanıyorum. Okul ve bölüm seçimini etkileyen en önemli faktör çalışılabilecek hoca ve hocaların varlığı ve onların öğrenci kabul edip etmedikleri ve öğrencinin projesiyle ilgilenip ilgilenmedikleri.
Tüm bunlardan emin olunduktan sonra da öğrencinin kendi niyet mektubu ve isteniyorsa araştırma konusu özetini yazıp, kendisini tanıyan, bilen hocalardan referans mektubu talep etmesi gerekiyor. Her bölümün kendine göre talep ettiği ek belgeler olabilir ama değişmeyen belgeler genellikle bu bahsettiklerim.
Bence başvuru sırasında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da öğrencinin yüksek lisansı neden yapmak istediğini iyi anlaması. Yani öğrenci yüksek lisansı, bitirdikten sonra iş bulabileceği, eğitim hayatında bir son nokta olarak mı görüyor yoksa kendisini doktora eğitimine ve akabinde akademik bir kariyere taşıyabilecek bir ara devre olarak mı görüyor bunu netleştirmesi lazım. Başka sektörlerde kariyer hede eri olan öğrencilerin, profesyonel yetiştirmeyi hede eyen yüksek lisans programlarına yönelmesi daha doğru olur.
Yüksek lisans eğitimi almak istediğiniz okulu tercih ederken en çok neleri göz önünde bulundurdunuz?
Ben Boğaziçi Üniversitesi’ndeyken çok sevdiğim hocalardan birinin, kendisinden yüksek lisans için tavsiye isteyen öğrencisine “tek bir şeye dikkat edeceksin, o da hava” dediği anlatılırdı. O zamanlar çok önemsemiyorduk, ama aslında önemli. İnsanın ruh hali ve çalışma düzeni ile hava arasında gerçekten bir irtibat var fakat bence bu irtibat kişinin adapte olma becerisine ve tolerans eşiğine göre değişiyor. Sıcak iklim düşkünü ve kışa karşı hassasiyeti olan kişilerin Kanada’nın doğusunda bir yere gelmeden önce bu meseleyi ciddiye almalarını öneririm.
Ben okul tercih etmeden önce şehir tercih etmiştim, çünkü gerçekten nasıl bir insan olduğunuz hangi şehre nasıl uyum sağlayacağınızı belirliyor. Montreal’i hem zaten biliyordum hem de hakkında çok okuyordum. Dolayısıyla şehir seçimi de okul kadar önemli. Ben kendi okulumu tercih ederken, bir öğrenci olarak pro limin, bölüme ve çalışmak istediğim hocaya uygun olup olmadığını hesap ederek bir karara vardım. Fakat önceden hesaplamak ile birebir deneyimlemek aynı olmayabiliyor. Örneğin ben bir yandan ders alırken, bir yandan tez araştırması yapmanın ve aynı anda asistanlık yapmanın beni bu denli yoracağını hesap edememiştim. Bölümde okuyan veya okumuş olan, bu yollardan geçmiş biriyle yazışmış olsaydım belki bilebilirdim. O zamanlar aklıma gelmedi ama şimdi önemli olduğunu düşünüyorum. Bölüm koordinatörleri ve hocalarla yazışmanın yanı sıra bence bölümde okuyan öğrencilerle de irtibata geçilmesi faydalı.
McGill üniversitesinde yüksek lisansa başvuru koşulları nelerdir? Başvuru sırasında özellikle dikkat edilmesi gerekenler konusunda neler söylemek istersiniz?
Her bölüm ve bölümün önerdiği programların farklı başvuru koşulları oluyor ama değişmeyen şeyler, asgari not ortalaması, niyet mektubu ve referans mektupları diyebilirim. Tabii ki başvurulacak bölümde bir alt yapısının da olması gerekiyor öğrencinin. Yani biyoloji okuyup tarih yüksek lisansına başvuruyorsanız –veya tersi-, uygun bir aday olmayabilirsiniz. Bunun yanı sıra da bazı bölümler tezli- tezsiz yüksek lisans ayrımı yapabiliyorlar başvuru sırasında ve tezli programlarda genellikle araştırma konusu özeti gibi bilgiler istenebiliyor, benim bitirdiğim programda olduğu gibi.
Yüksek lisans başvurunuzun kabulünden sonra kayıt işlemleri, konaklama, sağlık gibi konularda neler yapmanız gerekti?
Kabulden sonraki işlemleri Türkiye’de yapılabilecek işlemler ve Kanada’ya varıldığında yapılması gereken işlemler diye ikiye ayırabiliriz. Okul muhtemelen ilk iş olarak orijinal bir not dökümü talep edecektir kayıt için. Bu işlem Türkiye’den yapılabilir. Bunun yanı sıra burs veya asistanlık tekli eri formlarını da Türkiye’de iken halletmiştim. Gittikten sonra da ilk işim tüm detayları konuşmak üzere bölüm koordinatöründen randevu almak olmuştu. Sonrasında da öğrenci işlerine uğramış, çalışacağım hoca ile buluşmuş ve bölümün yeni kabul edilen öğrenciler için düzenlediği tanışma toplantısına katılmıştım.
Konaklama meselesini daha Türkiye’den halleden epey planlı programlı tanıdıklarım oldu. Ben Montreal’e geldiğimde halletmiştim. Bu noktada öğrencinin maddi durumuna göre yurtta mı kalacağına, tek mi yaşayacağına yoksa oda mı tutacağına karar vermesi önemli. Hemen hemen her üniversitenin konaklama konusunda öğrencilere yardım eden hizmetleri bulunuyor. Oralarla irtibata geçilmeli.
Almış olduğunuz yüksek lisans eğitimi sırasında Türkiye’deki eğitim sistemini de göz önünde bulundurursanız sizi en çok şaşırtan ve karşılaştığınıza mutlu olduğunuz durumlar neler oldu?
Yüksek lisans eğitimim sırasında kendi bölüm arkadaşlarımı gözlemleyince ilginç şeylere şahit olmuştum. Tarih bölümü genelde uluslararası öğrenci oranı düşük olan, Kanadalı öğrencilerin çoğunluğu oluşturduğu bir bölüm. Beni en çok şaşırtan öğrencilerin farklı hayat deneyimlerine açık oluşları ve hayatta tek bir hede erinin olmamasıydı. Türkiye’de iken pek çok yüksek lisans ve doktora öğrencisi arkadaşım ve tanıdığım olmuştu. Sebebi nedir bilemiyorum ama Türkiye’deki lisansüstü öğrencilerinin kariyer planlarının benim yüksek lisansta tanıdığım arkadaşlarıma nazaran çok daha keskin olduğunu söyleyebilirim. Buna benim buraya gelmeden önceki halim de dâhil. Bunun hayli anlaşılır sebepleri var. Çünkü Türkiye’de hem akademik ortam hem de iş ortamı hedefe kitlenmeyi gerektiriyor. Bunda öğrencilerin ve doktora adaylarının hiçbir kabahati yok, tamamen sistemin neticesi. Kanada’da, epey zeki olmasına rağmen yüksek lisansı veya doktorayı gözünde çok büyütmeyen ve başka hayat deneyimlerine de açık olabilen insanlar tanımak ve kendi hayata bakışımı gözden geçirmek beni mutlu etmişti.
2015 yılında McGill üniversitesi, Sanat Fakültesi, Tarih Bölümü Seyahat /Araştırma hibesine ve 2017 yılı için McGill üniversitesi, İslam Araştırmaları Enstitüsü, Doktora Bursu Alıcısı olmaya hak kazandınız. Kanada’da eğitim alırken bu tür burs veya ödüllerden faydalanmak isteyenlere önerileriniz neler olur?
Burs ve nansal destek konusu öğrencilerin en fazla canını sıkan ve heveslerini kıran şeylerin başında geliyor bence. Çünkü Kanada’da yüksek lisans programları genelde burs paketiyle öğrenci kabul etmiyor. Öğrencinin kendisinin burs ve ödülleri kovalaması gerekiyor bireysel olarak. Doktorada finansal destek bulmak yüksek lisansa göre daha rahat, çünkü bölümler belli yaşa gelmiş bir insanı nansal destek olmadan 5-6 yıl tutamayacaklarını biliyorlar. Ama yüksek lisansta iş biraz öğrenciye düşüyor, o yüzden de öğrencinin hem bölümle hem de başvurduğu üniversitenin nansal destek birimiyle yazışarak kendisine en uygun burs veya ödül ne olabilir, öğrenmesi gerekiyor.
Kanada’da, McGill üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimi almış olmanın size kazandırdığı ayrıcalıklardan ve ileriye dönük hede erinizden bahseder misiniz?
McGill’in bana kazandırdığı en önemli şey epey erken denilebilecek bir yaşta asistanlık imkânı sunması ve çeşitli derslere girme olanağı sağlaması oldu. McGill’in pek çok bölümünde öğretim asistanları hocanın haftalık derslerine ek olarak derse girip öğrencilerle konuların üzerinden geçerler. Bazen hocanın belli haftalarda dersi asistanlara anlattırdığı da oluyor. Akademik kariyer yalnızca derslere girmek, ödevler ve tezler yazmak, sunumlar yapmak ve konferanslara gitmekten ibaret değil. Aynı zamanda pedagojik boyutu olan ve “öğretmekle” alakalı bir şey. Ünvanınız ne olursa olsun nihayetinde öğretmen oluyorsunuz, bunu unutmamak gerekiyor. Pek çok uluslararası öğrencinin bulunduğu sını arda asistanlık yapmak çok önemli bir deneyimdi benim için. Hem onların sizden hem de sizin onlardan öğrendiğiniz çok şey oluyor. Yüksek lisanstan sonra hocalığa başvurduğum birkaç kolejden çok iyi yanıtlar almıştım ve iş görüşmeleri sırasında hep sahip olduğum deneyimin önemini vurguladılar. Yakında doktoraya başlayacağım için o planları biraz ertelemiş olsam da eğitim alanında iş bulmada, deneyimin ne kadar önemli olduğunu anlamış oldum o iş başvuruları sayesinde. Şimdilik, zaten başlı başına uzun ve yorucu bir serüven olan doktoraya yoğunlaşıyorum. Zaten insanın kararları ve hayata bakışı zaman içinde çok değişiyor ve doktora sonrası nasıl bir insan olacağımı ve o insanın neler yapmak isteyeceğini o zaman göreceğiz.
Röportaj: Türkan İBİŞ İNCE